CUPRA LEON TEST SÜRÜŞÜ

Son yıllarda otomotiv sektöründe en fazla duyduğumuz kelimelerin başında "hibrit" geliyor. Bazı markalar hibrit araçları elektrikli modellere geçiş olarak adlandırsa da yıllardır hibrit otomobillere ciddi yatırımlar yapan, bu araçların çok daha uzun yaşayacağını düşünen markalar da var. Aslında insanlarda böyle kutuplara ayrılmış durumda. Özellikle ülkemizde elektrikli araçlara mesafeli duran çok fazla sürücü var. Bu noktada araçların menzillerinden şarj noktalarına, 0 km satış fiyatlarından ikinci el değerlerine kadar birçok kriter devreye giriyor. Aynı tartışmalar biz otomotiv medya mensuplarında da var. Özellikle hibrit veya elektrikli araç lansmanlarında bir araya geldiğimizde sohbet hatta tartışma konusu hibrit ve elektrikli araçların avantajları olur.

Ülkemizde hibrit ve elektrikli modellerin yeni yeni artması nedeniyle insanların biraz önyargıyla yaklaşmasını normal karşılamak gerekir. Üstüne üstlük markaya göre değişen hafif hibrit, tam hibrit, mild hybrid, Mhev, Phev ve benzeri kısaltmaların kullanılması da kafa karışıklığına neden olabiliyor. Şu an Türkiye'de hafif hibrit modeller ön planda diyebilirim. Hafif hibrit modellerde elektrikli motor, yanmalı motoru destekler. Özellikle kalkışlarda verilen bu destek emisyon ve tüketimin bir miktar azalmasını sağlar. Test aracım Cupra Leon gibi şarj edilebilir hibrit modellerde hem yanmalı hem de elektrikli motor bulunuyor. Önemli fark şu; bu motorların her biri otomobili kendi başına hareket ettirebiliyor. Yani sadece elektrik motorunun gücüyle mesafe kat edebiliyorlar ve bu özellikleriyle hafif hibrit modellerden çok farklılar. Şarj edilebilir otomobiller, enerji geri kazanımı için frenlemeyi kullanmalarının yanı sıra; bataryanın yeniden şarj edilmesi için bir prize de bağlanabiliyorlar. Hal böyle olunca yakıt tüketimi ve emisyon değerleri hafif hibrit veya yanmalı motor kullanan modellere göre oldukça düşüyor.
PHEV, Plug-in hibrit olarak da tanımlanan şarj edilebilir hibritlerin bir adım ilerisi tam elektrikli modeller diyebiliriz. Bildiğiniz üzere ülkemizde elektrikli araçlara özel bir teşvik bulunmuyor. Hatta vergilendirmeye bakarsak biraz cezalandırılıyorlar da diyebiliriz. Pahalı fiyatın üzerine menzil ve "Acaba her istediğimde şarj noktası bulabilir miyim?" gibi endişe içeren sorularda eklenince bazı insanların hibrit modellere kaymasını sağlıyor. Bakın size yakın zamanda duyduğum çok sıra dışı bir örneği anlatayım! Kalabalık bir topluluk içerisinde anlatılan bu örnek bile elektrikli otomobil almak isteyen birçok kişinin yüzünün ekşimesine neden oldu. Olay şu; İstanbul'da yaşayan bir arkadaşın babası iş seyahati için Ankara'ya gidiyor ve orada ani bir rahatsızlık geçiyor. Oğluna gelen haberle hemen Ankara'ya hareket istiyorlar ama bir anda akıllarına kapıdaki tam elektrikli aracın sadece 150 km kalan menzili geliyor ve gecenin bir saatinde eş dosttan araç bulup başka bir modelle intikal ediyorlar. Evet çok sıra dışı bir durum kabul ediyorum ama sonuç olarak yaşayan için tatsız. İşte tüm bunları alta alta yazdığımızda yolda kalma derdi olmadığından, elektrik menzili bittiğinde yanmalı motorla devam edilebildiğinden şarj edilebilir hibrit modellerin kullanışlılık açısından çok mantıklı araçlar olduğunu düşünüyorum. İşin fiyat kısmına girdiğimizde hem elektrikli hem de şarj edilebilir hibrit modellerde ne yazık ki biraz tadımız kaçıyor. Umarım ilerleyen yıllarda daha adaletli bir vergilendirme ve ekstra teşviklerle satılabilirler.

Test aracım Cupra Leon model kataloğunda 1.4 eHybrid 245 HP DSG olarak geçiyor. Öncelikle "Graphene Gri" özel metalik rengi ve 19inç Siyah/Bakır alüminyum alaşımlı jantları çok beğendiğimi söylemeliyim. Aracın dış tasarımı gerçekten dikkat çekiyor. Gittiğim birçok yerde aracı merakla inceleyenler, gelip sorular soranlar oldu. Cupra Leon'un önden biraz sinirli, profilden sportif, arkadan ise şık bir duruşu var. Özellikle araçların genelinde arka bölüm biraz geride kalır, ama Cupra Leon'da durum biraz farklı. Sportif ve şık arka tampon, bakır renginde tamamen yeni, egzoz görünümlü spor difüzör çok dikkat çekiyor! Bu saydıklarımın hepsini bir arada yakalamak ve güzel bir renkle birleştirmek gerçekten kolay değil. Bu bağlamda herkesten farklı olmak isteyenler için "Cupra" markası hem dış tasarımda hem de performansta önemli işler başarmış.
Şarj edilebilir hibrit teknolojisiyle 245 HP’ye kadar ulaşabilen güce sahip Cupra Leon sadece elektrikli olarak 55-60 km yol yapıyor. İlk bakışta az gibi gelebilir ama bugün büyük şehirler başta olmak üzere birçok sürücünün günlük ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilir. Düşünsenize her gün işten eve, evden işe araç kullanan yüzbinlerce sürücü var. Büyük çoğunluğunun yaptığı günlük rota 50 km'yi geçmez. Örneğin Ataşehir'den Maslak'a her gün iş için gidip gelen, köprü trafiği çeken bir sürücü için bu menzil fazlasıyla yeterli. Hem emsiyonu hem de yakıt tüketimini sıfırlayarak günlük rutinini yapabilir. Üstelik olurda bir aksilik meydana gelirse, elektrik menzili yetmezse yolda kalma derdi yok, yanmalı motorla benzinli bir araç kullanarak yoluna devam edebiliyor.
Evde 'Cupra Şarj Cihazı' kullanarak Cupra Leon PHEV'i şarj etmek yaklaşık 3 saat 40 dakika sürüyor. Geleneksel bir priz ile şarj süresi ise yaklaşık 6 saat. 6.7 saniye 0-100 km/s hızlanmasını tamamlayan aracın performansı oldukça iyi. Gaz pedalına yüklendiğinizde net cevaplar alıyorsunuz, hatta bazen gücü yere yansıtmakta ön lastikler zorlanıyor.  Ara hızlanmalarda dahi küçük patinajlar olabiliyor. Beni şaşırtan noktalardan biri de hibrit bir otomobilden beklenmeyecek kadar gürültü motor sesi oldu. Açıkçası spor bir otomobil homurtusu gibi çıkan ses benim hoşuma gitti, ama herkes sever mi onu bilemedim! Boş ağırlığı yaklaşık 1600 kg olan aracın fabrika verisi karma tüketim değeri 1,5 litre olarak gözüküyor. 
270 litre bagaj hacmi biraz küçük olan Cupra Leon'un iç mekanı sade ve şık. Koltukların yan yükseltileri ve rahatlığı çok iyi. Ortadaki multimedya ekranının sürücüye dönük olması kontrolleri kolaylaştırıyor, ama özellikle klima ayarlarını ekran üzerinden veya ekranın alt tarafına bütünleşik renkli düğmelerden yapmak sürüş esnasında biraz zor oluyor. Üfleme derecesini, havalandırmanın aç-kapa işlemlerini ayrı bir bölümden yapabilmeyi tercih ederdim. Bunun için orta taraftaki havalandırma kanallarının altında yeterli alan da var. İç mekanda kalite hissi yüksek. Altı kesik direksiyonun görüntüsü şık, kullanımı rahat. Genel olarak Cupra Leon'u beğendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Yazımı arka koltuktan çektiğim bir fotoğrafla noktalıyorum. Spor sürücü koltuğunun başlığındaki küçük boşluktan kokpit böyle gözüküyor!

 
  
Daha yeni Daha eski